Duyu bütünleme, günlük hayatta kullanılmak üzere vücudumuzdan ve dış dünyadan alınan bilginin beyin seviyesinde organize edilerek kullanılır hale getirilmesi işlemidir. Duyu bütünleme terapisi otizm, hiperaktivite bozukluğu, serebral palsi, dil-konuşma problemleri ve prematüre çocukların tedavilerinde kullanılmaktadır. Duyu bütünleme, kişinin çevresinden ve kendi vücudundan aldığı duyusal bilgilerin analizini, sentezini ve düzenlenmesini kapsayan nörolojik süreçtir. Duyusal bütünleme yoluyla beden algısı, uygun uyaranların seçimi, vücudun çevreye uygun hareket etme becerileri gelişir.
Duyu bütünlüğü fonksiyon bozukluğunun işaretleri şöyledir:
– Hiperaktivite
– Dikkat bozuklukları
– Davranışsal problemler
– Sosyal problemler
– Psikolojik problemler
– İşitme problemleri
– Konuşma problemleri ve konuşma gecikmesi
– Hipotonus/hipertonus
– Motor koordinasyon problemleri
– Okulda öğrenme güçlükleri, uyum sorunları
— Sık düşme, sakarlık vb.
Duyu bütünleme tedavisinde yapılabilen aktivitelerden yapılamayan aktivitelere, kolay aktivitelerden karmaşık aktivitelere geçilir. Bu yaklaşım içinde çocuğun duyusal ve motor kapasitesine uygun duyu (vestibüler, proprioseptif, görsel, işitsel, taktil v.b) kombinasyonları yapılarak çalışacağı aktiviteler belirlenir. Terapinin temeli, duyusal uyaranların çocuğun ihtiyaçlarına ve sorunlarına göre planlanarak çeşitli etkinlikler halinde çocuğa sunulmasıdır.Terapi süreci içinde, standart bir terapinin dışında, çocuğun terapi sırasındaki ihtiyaç ve arayışları gözönünde bulundurulur ve aileye de bu doğrultuda eğitim verilir. Terapi seansları çocuğa, ihtiyacı olduğu düzeydeki duyusal uyaranlarla donatılmış veya uyaranlardan arındırılmış oyunlar şeklinde sunulur. Çocuğun seans sırasında terapistle sürekli iletişim halinde olması birincil hedeftir. Çünkü yapılandırılmış ortamda iletişim kuran, fikirler üreten, çözümler bulan, hayal eden, sosyalleşerek oyuna katılan çocuk; seanslar dışında da iletişimi sürdürecek ve günlük hayatındaki sosyal, fiziksel ve psikolojik sorunlarıyla başedebilecektir. Unutulmaması gereken en önemli nokta terapilere devam eden çocuğun bir birey olduğu ve asla standardize edilemeyeceğidir.